5 Mayıs 2014 Pazartesi

PARÇALAR

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE 0505 414 99 91 BÖGEHAN BEY 
VEYA 

0555 420 10 42  KENAN BEY NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…



Akülü Sandalye yedi ana parçanın bir araya gelmesinden oluşur.
Bunlar;
Elektrik Motoru
Aküler
Elektronik kumanda
Sürücü tekerlekler
Rulmanlı (sarhoş) tekerlekler
Oturak
Sigorta
Şarj aleti
Elektrik Motoru:
Sandalye hareket kuvvetini elektrik motorların gücünden alır. Eski modellerde tek bir motor iki sürüş tekerleğini çeviriyorken artık 1980’lerden itibaren iki sürüş tekerleğini sürmek için iki ayrı motor kullanılır.
Dişli kutusu (şanzıman):
Elektrik motorları güçlü bir motor ile buna bağlı bir dişli kutusundan oluşur. Dişli kutusu motorun dönüş hızını düşürerek tekerleğe aktarır. Motoru hızı, redüksiyon oranı gibi değerler akülü sandalyenin torkunu etkiler. Tork ne kadar fazla ise aracın bir engeli aşma kabiliyeti o kadar fazla olur.
Motor freni:
Elektrik motorunda bir adet fren bulunur. Bu fren elektrik gelince motoru boşa alır ki motor dönebilsin. Elektrik kesilince de motoru tutar ve böylece akülü sandalyeyi frenler. Bu aracın durduğu yerde sabit kalmasını sağlar. Frensiz motorları olan akülü sandalye sürüş güvenliği açısından risklidir.
Ayırma özelliği:
Dişli kutusu (şanzıman) dişlileri ayrılabilir özellikte olursa sandalye aküsüz de itilebilecek hale gelir. Bu önemli bir özelliktir. Zira aküler biterse ya da herhangi bir arızada yolda kalma durumu olursa motorları ayırarak arkadan itmek suretiyle devam edilebilir, aksi takdirde aracın taşınması çok zordur. Bazı ayırma sistemleri frendedir. Ama genellikle ayırma dişli kutusunda tekerleği boşa çıkaracak özelliktedir. Frenden ayırma sistemleri nispeten daha kullanışsızdır çünkü frenden boşa alınca sandalyeyi iten kişi motor içinde dönen endüvinin ve tüm dişlilerin sebep olduğu sürtünme için de güç harcamak zorundadır. Dişliden ayırma sistemleri ise tekerleği boşa çıkardığı için sandalyeyi arkadan iten kişi için daha rahattır.
Motorun gücü:
Motorun gücü Watt (W) cinsinden ölçülür. Motorun vatajı ne kadar yüksekse araç o kadar güçlüdür, engebeleri daha rahat aşar. Ancak yüksek vatajlı motorlar yüksek akım (A) çekebilirler ve dolayısıyla yüksek amperajlı akülere ihtiyaç duyabilirler.
Aküler:
Akülü sandalyelerde kullanılan akülerin teknolojilerinde son yıllarda fazla bir ilerleme kaydedilmedi. Kuru tip kurşun asit aküler en yaygın kullanılan akülerdir. Bununla birlikte jel akü diye tabir edilen çeşit de yine çok tercih edilen bir çeşittir. Bu iki çeşitten başka nikel kadmiyum, lityum iyon ve nikel metal hidrat tipinde aküler de mevcuttur. Bu tip aküler mesela cep telefonlarında son derece elverişli bir kullanıma sahiplerse de akülü sandalyeye adaptasyonu çok pahalı olduğundan pek yoktur.
Akülü sandalyedeki elektrik sistemi genelde 24V olduğundan, araçta 12V’luk iki adet akü kullanılır. Aküler genelde aküleri çıkartmadan, kumandaya takılan bir soket vasıtasıyla şarj edilebilir.
Sigorta:
Aracın elektrik tesisatında yüksek akım dolayısıyla oluşabilecek tehlikeleri önlemek için bir akım termiği bulunur. Bu otomobillerde ya da evlerde kullanılan sigortalara benzemez. Akım termiği aracın çektiği akımı izler, akımın belli bir süre çok yükselmesine izin verebilir ki araç belki bir engeli aşıyordur, ancak daha tehlikeli seviyeye yükselirse akımı keser. Akım termiğinin özelliği akımı kesince tekrar kurulabilir olmasıdır. Evdeki sigorta şalteri nasıl atınca tekrar kaldırabiliyorsak, akım termiğinde de üstündeki düğmeye (belli bir süre sonra) basarak akım termiğini sıfırlayabilir ve aracın tekrar çalışmasını sağlayabiliriz. Bu sebeple otomobillerde kullanılan tarzda sigortalar akülü sandalyelerde kullanılmaz. Çünkü bu sigortalar bir kez atınca yenisi ile değiştirilmesi gerektiğinden kullanıcı için daha külfetli ve masraflıdır.
Elektronik kumanda:
Aracın beynidir. Sürüş tutamağı ve sürücü modülünden oluşur. Bu iki bölüm tek bir ünite şeklinde olabileceği gibi iki ayrı ünite şeklinde de olabilir. Kumanda akülü aracın tüm elektrik aksamını kontrol eder, motorlara gerekli gücü verir, frenleri açar ve kapatır, akü seviyesini ölçer ve diğer kullanıcı ayarlarının yapılmasını sağlar. Bazı kumandalar, eğer varsa, araç üzerindeki ışıkları, sinyalizasyonu ve ilave elektrik motorlarını da kontrol edebilir.
Kumanda üzerinde akü gösterge ışıkları vardır. Bu sayede akünüzün şarj seviyesini izleyebilirsiniz. Sürüş tutamağı (yani joystik) her yöne hareket eder ve siz ne kadar ittirir/çekerseniz, araca o kadar hız verir.
Kumanda sistemleri son 10 yılda teknolojik olarak ilerlemiş, ve daha ekonomik fiyatlara gelmiştir.
Sürücü tekerlekler:
Motorların takılı olduğu tekerleklerdir. Aracın modeline göre bunlar önde, arkada ya da ortada olabilir. Sürücü tekerleklerin lastiklerinin dayanıklı olması beklenir, çünkü kullanım sırasında ileri/geri hareketten, ve sürtünmeden dolayı en çabuk eskiyen parçalar bunlardır.
Özellikle siyah renkli dış mekan lastikleri dayanıklılık bakımından en iyileridir. Otomobil tekerleği ile aynı malzemeden yapıldığından çok uzun yıllar kullanılabilir. Ancak siyah renk iç mekanda yere iz bırakabilir. Dolayısıyla ev içinde kullanılacak akülü sandalyenin tekerlekleri gri renkli bir malzemeden yapılır ki bu malzeme sokakta siyah renkli malzemeye göre daha çabuk aşınır.
Havalı lastik olabileceği gibi dolgu lastiklerde kullanılır. Eskiden dolgu lastikler kalıptan çıkmış, ağır ve sert yapıda olurlardı. Ancak son yıllarda poliüretan köpük teknolojisinin geldiği nokta itibari ile şişme lastiğin içinde sıkılan köpük sayesinde dolgu lastik yapılabilmektedir. Bunun kullanımı daha rahattır çünkü köpüğün sertliği ayarlanabilir ve iyi basınçlı bir şişme tekerlek sertliğinde köpük dolgu lastikler elde edilebilir. Patlama riski olmayan bu lastikler en çok tercih edilen tiptir.
Elektrik motorunun şanzıman çıkışındaki milin çapı, ve milin üzerindeki kamanın ölçülerine göre tekerleğin içi çap ölçüleri değişebilir. Genelde birbirine yakın ölçüler kullanılsa da bu yedek parçada dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Rulmanı (sarhoş) tekerlekler:
Motorun takılı olduğu tekerlekler dışında aracın üzerinde bulunan diğer tekerleklerdir. Bu tekerlekler her yöne dönebilen genelde 20 cm çapında lastiklerdir. Arkadan itiş modellerde rulmanlı tekerlekler önde bulunur. Herhangi bir engele ilk önce bu tekerlekler çarptığından ve süspansiyon açısından bunların şişme olması tercih edilebilir ama patlama riskine karşı köpük dolgu lastik kullanan da çoktur.
Bir de sandalyenin arkaya devrilmesini engellemeye yönelik denge tekerleri vardır. Bunların sandalyeden sökülmesi tehlikelidir. Aracın arkaya devrilmesini engelleyen bir tek bunlar vardır. Denge tekerleri çıkartılabilir olabilir, ancak sürüş esnasında tekrar yerine takıldığından emin olunmalıdır.
Oturak:
Kullanıcının oturduğu ve sırtını yasladığı yerdir. Bez de olabilir, katlanmayan modellerde koltuk da olabilir. Kullanıcının engel durumuna göre yapılmış olması çok önemlidir çünkü kötü koltuk, eğer yapılıyorsa fizik tedavinin olumlu etkilerini tersine çevirebilir. Kişiye zarar verebilir. Mesela yanlış oturak bazılarında skolyoz oluşmasına neden olabilir. Oturma minderi standart ürünlerde basit bir minderdir. Sürekli üzerinde oturulacak ise daha uygun bir minder alınmalıdır.
Şarj aleti:
Akünün ömrünün korunmasında önemli bir etken iyi bir şarj aleti kullanmaktır. Bizim işimize yarayan en iyi şarj aleti akü doldukça şarj hızını yavaşlatan ve takılı olduğu sürece sürekli aküyü dolu tutan (akımı başlatıp durduran) şarj aletidir. Şarj aletinin akım/saat (Ah) değeri şarj hızını gösterir. Bunlar 4, 5, 6, 8, 10, 12 gibi değerler olabilir. Mesela 5 Ah bir şarj aleti, tam boş bir 30A aküyü yaklaşık 6 saatte doldurur. Bizim kullandığımız şarj cihazları “kesintisiz güç kaynağı” değildir. Sulu değil kuru tip akü şarj etmeye uygun olmalarına dikkat ediniz.

16 Nisan 2014 Çarşamba

muhteşem bir film

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE 0505 414 99 91 BÖGEHAN BEY 
VEYA 
0555 420 10 42  KENAN BEY NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…

Bu gün bir film izledim..muhteşemdi..gerçek hayattan uyarlanmış.

http://www.sinemalar.com/fragman/83819/chce-sie-zyc/0


Engelli Hakları

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE 0505 414 99 91 BÖGEHAN BEY 
VEYA 
0555 420 10 42  KENAN BEY NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…


Engelli hakları Tüm dünyada ve ülkemizde sürekli gelişiyor, değişiyor ve yenileniyor. Öncelikle Engelli hakkı ne demek onu açıklayalım!
Engelli hakkı: Engellileri engelsiz bireylerle eşit şartlara getirmeyi amaçlayan her türlü hak güvence, süreğen yardımlar, özel sosyal güvenceler ve pozitif ayrıcalıklar engelli hakları kapsamına girmektedir. Engelli hakları bir lütüf değil adaletin sağlanmasına esas ve tek çıkış yoludur. Tamamlanmış engelli hakları, Engellilerin topluma entegrasyonunda temel görev sayılmalıdır.

Ülkemizde 12 milyona yakın engelli yaşamaktadır. Bu rakam görmezden gelinemyecek kadar büyük bir rakamdır! Ülkemizin engelli hakları ve engellilere pozitif ayrımcılık konusunda geri kaldığını biliyoruz.  Bu makalemizde de Türkiyede Engellilere tanınan hakların neler olduğunu pratik bilgilerle açıklamaya çalışacağız

Engellilere tanınan haklar konusunda özet açıklayıcı ve günlük hayatta kullanabileceğimiz bilgiler öğreneceğiz. Ülkemizdeki Tüm engellilerin haklarını tam anlamıyla bilmesi ve örgütlenip tek yürek halinde hakları için mücadele etmesi en büyük temennimiz.


Türkiye'de Engellilere Tanınan Haklar

Fiziki engellerin kaldırılması (rampalar, sesli uyarı sistemleri vb) Buna "Çevresel Mimari Erişim Hakkı" diyoruz.
Toplu taşıma araçlarında Ücret indirimi
Ortopedik engellilere araç alımında kolaylık sağlanması Bkz. (H Sınıfı Ehliyet / Özel Donanımlı Otomobiller)
Araç alımında Özel tüketim vergisinin alınmaması
Eğitim hakkı: Rehabilitasyon, işitme görme zihinsel, engelli okullarının kurulması, kaynaştırma eğitiminini verilmesi B.kz (Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Hizmetleri)
eğitim giderlerinden engellilerin muaf tutulması

Kültürel etkinliklerden faydalanma: Tiyatroları protokolden ücretsiz izleme hakkı, sinema ve özel gösterimlerde indirim uygulanması hakkı
İletişim hakkı: iletişim hizmetlerinde telefon uydu vb tarifelerde indirim hakkı.
Çalışma hakkı: Belli sayıda işçi çalıştıran müesseselerin %3 kamu kurumlarının %4 engelli çalıştırma zorunluluğu hakkı
Vergi İndirimleri: Özel sektörde ve devlet kurumlarında çalışanlara uygulana vergi indirimi hakkı. B.k.z (Vergi İndirimi - Sakatlık İndirimi)
Erken emeklilik ya da malulen emeklilik hakkı: 15 ila 18 yıl arasında erken emekli olma hakkı(engel oranına göre)
Malüllük maaşı: hiç çalış(a)mayan engellilere ödenene maaş hakkı( bu çok komik bir rakam acil yükseltilmesi gerekiyor) B.k.z (Engelli Emekliliği)
Spor yapma hakkı: yeteneği ölçüsünde Engelli spor federasyonu bünyesinde ya da özerk kurumlarda sportif faaliyetlere katılma hakkı
Engelli öğrencilerin Başbakanlık bursundan faydalanabilmesi hakkı.
Engel çeşidine göre sınavlarda yazılı sözlü görsel sınav olma hakkı
işe yerleştirme: işe yerleştirmede Engellilere pozitif ayrımcılık hakkı

Ayrıca engellilere yönelik özel ya da özerk kurumlar bulunmakta, rehabilitasyon merkezleri bulunmaktadır. İstanbul ve Ankaradaki birer adet Engelli diş polikliniği bulunmaktadır. engel nedenlerini bulmak amacıyla genetik danışma merkezi kurulmuştur.
Bazı hastanelerimizde Hastane ilköğretim okulları kurulmuştur.
Uyarı: yukarıda verilen haklardan belediyelerin alanına girenler varsa Belediyeler bu hakları vermek ya da yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. 

Engelli hakları bir lütuf ya da ihsan değil bir haktır haklar sahibinin olduğunda adalet yerini bulur ve ek olarak geciken adalet adalet değildir. bu konuda en doğru kararların ülkemiz kurumları ve karar vericiler tarafından alınması. engelli maaşlarınızı iyileştirilmesi, eğitim spor sağlık ve sosyal güvence haklarından engellilerin maksimum seviyede faydalandırılması gerekir. Bu konuda millet olarak engeli olan olmayan herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Engelli değiliz ancak egelli adayıyız.
Kaynak: ENGELLİLER.GEN.TR

Spina Bifina Nedir? Nasıl önlenir ve tedavi edilir?

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE 0505 414 99 91 BÖGEHAN BEY 
VEYA 
0555 420 10 42  KENAN BEY NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…


Spina Bifina Nedir? Nasıl önlenir ve tedavi edilir?

Spina Bifina Nedir?

Spina bifida ayrık veya açık omurga anlamına gelir. En sık görülen doğuştan olma hastalıklardan birisidir. Spina bifida başta myelomeningosel olmak üzere omuriliği etkileyen birçok şekilde görülebilir.
Eğer spina bifida’nız varsa, doğumunuzdan önce omuriliğinizin gelişimi sırasında bir şeyler ters gitmiş demektir. Genel anlamda omurilik, sinirlerden meydana gelmiş kapalı bir tüptür. Bu sinirler  kaslarınızdaki sinirlere beyninizden gelen emirleri ileterek kasların hareket etmesini sağlar. Aynı zamanda bu sinirler hissetmemizi de sağlar. Bebek, spina bifidalı doğmuşsa omurilik denen bu tüp kapanmamış demektir. Bu nedenle, omuriliği örten omurga ve deri de kapanmamış demektir. Bebek, sırtında bir açıklıkla doğmuştur ve sinirlerinden emirlerin geçmesinde bir güçlük vardır.  Sinirlerle beyin arasında düzgün bir bağlantı olmadığı zaman da, değişik derecelerde felçler(hareket etme ve hissetme kaybı veya yetersizliği) ortaya çıkar.
Hangi sinirlerin etkileneceği, sırttaki açıklığın bulunduğu yere bağlıdır. Sırttaki açıklık ne kadar yukarıda ise daha çok sayıda sinir etkilenmiş ve daha ağır bir felç durumu var demektir. Bu nedenle spina bifidalı bazı kişiler hiç veya pek az cihaz kullanırken bazıları tekerlekli sandalye kullanma durumunda kalmaktadır. Etkilenen kaslar yalnız hareket etmeyi sağlayan kaslar olmayıp idrar ve dışkı kontrolünü sağlayan kaslar da birçok hastada olaya katılır.
Spina bifidalı hastaları %85’inden fazlasında hidrosefali de görülür. Hidrosefali, beyin ve omurilikte düzenli olarak dolaşan sıvının bu dolaşımının bozulması sonucu aşırı miktarda artması ve beyin içindeki boşluklarda yüksek basınca yol açmasıdır. Bebeklerde kafa kemikleri henüz tam sertleşmemiş olduğundan baş büyüyerek bu basıncı düşürmeye çalışır. Ancak erken dönemde tedavi edilmez ise beyin hasar görür. Hidrosefali gelişmesi ve beynin hasar görmesi zamanında tedavi edilerek önlenebilirse spina bifidalı çocukların zekaları normalden farklı olmaz.

Nasıl meydana gelir?

 

Bugün cevaplamaya çalıştığımız çok önemli bir sorudur. Bildiğimiz tek şey, bir bebeğin spina bifidalı doğmasında hiç kimsenin suçunun olmamasıdır.
Vitamin B grubundan bir vitaminin (folik asid) rolü olabilir. Folik asidin omurilik tüpünün kapanmasına yardımcı olduğuna inanılmaktadır. Eğer annede yeterince folik asid yoksa bebeğin omurilik tüpü  uygun bir şekilde kapanmayabilir. Folik asid dışındaki bazı vitamin ve minerallerin de rolü olduğu düşünülmektedir. Bilinen başka bir husus da spina bifidanın kalıtımsal bazı nedenlere bağlı olarak meydana gelebileceğidir; çünkü,  bazı ailelerde spina bifida  daha sık görülmektedir. Sara nöbetlerini önlemek için annenin kullandığı bir ilacın (valproik asid) spina bifidaya neden olduğu bilinmektedir. Bugün için bilinmeyen pek çok sayıda başka nedenlerin de etkili olabileceği düşünülmektedir.

Ne zaman ortaya çıkar?

 

Spina bifida gebeliğin çok erken safhalarında, anne karnındaki yaşamın önceki hayatın 3. haftasında  oluşur.  Bu nedenle spina bifida için doğuştan olma bir bozukluk denmektedir. Hayatın ileri bir safhasında, örneğin trafik kazası sonucu meydana gelen omurilik hasarından farklıdır.  Her ne kadar omuriliği böyle incinen bir kişinin de yürümede, idrar kesesi ve barsak kontrolunda güçlükleri olsa da bunlarda hidrosefali gelişmez. Bu tür yaralanmalarda, önceden herhangi bir problem olmadığı ve kişi kaza öncesi  yürüyebildiği için bacak kasları iyi gelişmiştir.

Kimlerin spina bifidalı bir çocuğu olabilir?

 

Herhangi bir çift spina bifida ile doğan bir çocuğa sahip olabilir. Dünyada 10 milyon spina bifidalı vardır. Gelişmiş ülkelerde her bin çocuktan biri spina bifidalı doğmaktadır. İzmir kent merkezinde 2000 yılı içinde yaklaşık 37.000 doğumun tek tek kaydedildiği ve derneğimiz tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada spina bifida görülme sıklığı binde 1.5 gibi yüksek bir oranda bulunmuştur. Ankara’da yapılmış olan daha önceki bir çalışmada bu oranın binde 4 bulunmuş olması bölgeler arasında farklar olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi diğerlerine göre daha iyi olan bölgelerinde bu oranların elde edilmesi daha az gelişmiş bölgelerde bu oranın daha yüksek olma olasılığını düşündürmektedir.

Tedavisi nedir?

 

Spina bifidalı bebekler eğer myelomeningosel ile doğmuşlarsa, ilk günlerde sırtlarındaki kese ameliyatla kapatılır. Hidrosefali gelişenlere beyindeki fazla sıvıyı kan dolaşımına boşaltan ve şant denen bir drenaj sistemi yerleştirilir. Son yıllarda “üçüncü ventrikülostomi” adı verilen yeni bir ameliyat yöntemi şant yerine kullanılmaya başlanmıştır. Daha doğal bir yöntem olduğu ve şantların yol açtığı komplikasyonların bunda görülmediği bildirilmektedir.

Tedavi sonrası tamamen iyileşebilir mi?

 

Genellikle hayır. Ameliyatlar çoğu zaman mevcut durumu korumak daha fazla problem çıkmasını önlemek için yapılır. Ameliyatlarla veya bazı tedavi yöntemleri ile bu hastaların yaşamları mümkün olduğunca normale yakın hale getirilmeye çalışılır. Tamamen sağlıklı biri haline gelemeseler de bağımsız yaşayabilmeleri mümkündür. Ancak bu, tıbbi destek yanında, büyük ölçüde toplumsal yaşamdaki engellerin ortadan kaldırılmasına da bağlıdır.

Bu hastalığın önlenmesi mümkün müdür?

 

Bugün için tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Son yıllardaki çalışmalar gebelik öncesi dönemde alınan Folik Asit vitamini ile bu hastalığın önemli ölçüde önlenebileceğini göstermiştir. Günümüzde birçok gelişmiş ülkede tüm anne adayları daha gebe kalmadan önce Folik asit almaya başlamaktadır. Çünkü anne gebe kaldığını öğrendikten sonra artık spina bifidayı önlemek için zaman geçmiş olmaktadır. Bu durumda bebeğin spina bifidalı olup olmadığını anlamak için hamileliğin 16-18. haftaları arasında bir kan testi (AFP) ve Ayrıntılı Ultrason incelemesi yapılması gerekir. Bunlarla bebek spina bifidalı ise %75-80 oranında tanı koyulur. Aile bu konuda bilgili ve deneyimli bir doktor ile konuşarak bu dönemde gebeliği sonlandırmaya karar verebilir. Ancak ileride farklı bir yaşamın kendilerini beklediğini bilmelerine rağmen gebeliği sürdürmeyi ve bebeklerine ellerinden geldiğince iyi şekilde bakmayı seçen çok sayıda aile de mevcuttur.  Bu durumda hekime düşen görev buna saygı göstererek aileyi en iyi şekilde bilgilendirmek ve bebeğin uygun şartlarda doğarak tıbbi müdahalelerinin yapılmasına olanak sağlamaktır.

Türkiye’de Durum?

 

Türkiye’de hamile kadınların beslenme durumlarının iyi olmadığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Bir çalışmada, eksikliğinin spina bifidaya neden olduğu artık kabul edilen Folik asit (B grubu bir vitamin) gebelerin %60’ında eksik bulunmuştur. Bunun yanında diğer önemli vitaminlerde de ciddi eksiklikler saptanmıştır. Bu kaynaklar derneğimizden edinilebilir.
Türkiye’de halen spina bifidalı bebeklerin büyük çoğunluğu doğumdan önce teşhis edilemeden doğmaktadır. Burada sorumluluk, doğum öncesinde ve hamilelikte, hekime veya Ana-Çocuk Sağlığı Merkezleri’ne başvurmamış ise ailededir. Ancak ne yazık ki düzenli olarak hekim kontrolunda hamileliğini geçiren ve bebeğinin normal olacağı söylenen birçok ailenin de çocuğu spina bifida ile doğmaktadır.  Bu durumda 16.-18. haftalarda yapılması gereken testleri yaptırmamış ise sorumluluğun hekime ait olması gerekir. Ancak toplumdaki bilgi eksikliği bu konuda ailelerin hak aramasını engellemektedir. Evde ve kontrolsuz yapılan doğumlardan sonra spina bifidalı bebeklerin yaşamayacağını düşünerek beslemeyen ve maalesef açlıktan ölümüne veya sorunlarının daha da artmasına neden olan aileler hala mevcuttur. Bunlar kayıtlara da geçmediğinden sayısını kestirmek de mümkün değildir. Hastanede beklenmedik şekilde spina bifidalı doğan bebeklerin de bir bölümünün de akibeti, bazen ne yazık ki hekim önerisi ile, benzer şekilde son bulur. Ama hemen belirtmeliyiz ki, bunların sayısı her geçen gün azalmakta olup spina bifida konusunda aileye bilgi veren ve gerekli tedaviyi alması için yol gösteren hekim ve ebelerin sayısı giderek artmaktadır. Bu hastalar uygun şartlarda gönderilebilirse büyük illerdeki Beyin Cerrahisi Klinikleri’nde ilk ameliyatları yapılabilmektedir.
Türkiye’de dünya genelindeki gibi her on kişiden birisi engellidir. Spina bifidalılar da bu sayının içindedir. Ne yazık ki Türkiye’de engelli olmak gelişmiş ülkelerdekinden çok daha zordur. Eğitim, iş bulma olanakları, sosyal yaşam, son derece sınırlıdır. Bazı fiziksel engelliler için özel okullar mevcuttur, ancak spina bifidalılar özel okullara değil normal çocukların gittikleri okullara gitmek istemektedirler. Bu onların insan hakları bildirgesinden gelen en doğal istekleridir. Ancak okulların büyük çoğunluğu onların pek de fazla olmayan gereksinimlerine yanıt vermemekte, engelleri ortadan kaldırmamaktadır.

15 Nisan 2014 Salı

SATILIK ARAÇLAR

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE+90 505 414 99 91 VEYA +90 555 420 10 42 NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…
you can ask what is price or cost ? we have surprise 4 u...pls give up a message or stay in contact

SIFIR  VE İKİNCİ EL AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYELERİNİZ DEĞERİNDEN ALINIR SATILIR…LÜTFEN BİZİMLE 0505 414 99 91 BÖGEHAN BEY 
VEYA 

0555 420 10 42  KENAN BEY NUMARALI TELEFONLARDAN İRTİBATA GEÇİNİZ…